13 Mayıs 2016 Cuma

I.BÖLÜM-GENEL DÜŞÜNCELERİM

  Bu paylaşımı yapmadan ikinci bölüme geçmek istemedim.I.bölümün son hikayesi olan Sitare'yi de bu paylaşımımda özet geçmeyi düşünüyorum.Sitare adlı hikayeyle ilgili yapabileceğim çoğu yorumu Alamutlu'yu değerlendirirken söylediğimi düşünüyorum.
 Sitare adlı hikayede Yunus bir köye gidiyor ve orada Sitare'nin bahsettiği rehberi ile buluşluyor.Adam Yunus'a bir aşıkın hikayesini anlatıyor ve Yunus sanki içinden geçenlerin bir bir söylendiğini,kendisine anlatıldığını hissediyor.Anlatılan hikayeyi Yunus'un tasavvuf yoluna girerken kendisine söylenen bir önsöz olarak değerlendiriyorum.Aslında o hikayede aşık Yunus,sevgili ise Allah'dır.Yunus hayalde mi,gerçekte mi olduğunu anlayamaz bir an.Fısıltı gibi bir ses duyar.Bakar ki az önce gördüğü sima,nur olmuş asa ile yürümektedir.
 Önemli bulduğum nokta ise şu ki,hatta bu yayını bu yüzden yaptığımı söyleyebilirim.Rençber nedir?Bu bölüm neden bu adı aldı?Çoğumuzunda bildiği gibi rençber,günümüzde çiftçi ile eş anlamda kullanılıyor diyebiliriz.Çiftçinin yaptığı işten dolayı eziyet çektiği düşünülerek kulanılıyormuş aslında.Bunu ben de yeni öğrendimBu bilgiden sonra,bölüme neden adını verdiğini aşağı yukarı hepimiz anlamışızdır.Dönüp baktığımızda bu bölümde ne oldu?Yunus İbrahim'i ve Sitare'yi,yani en değerli iki varlığını toprağa verdi,İsmail'i de kaybetti ve bulamadı.Yani acı çekti.Çünkü en sevdiklerini yitirdi bir bir. İşte bu yüzden bu bölüme bu isim verilmiş.Aslında ben de rençberin anlamına baktıktan sonra bu satırları yazıyorum.Çünkü bölümün ismini ilk baktığımızda geçen olayla pek ilişkilendirmek mümkün olmayabilir.
  Evet,birinci bölümle ilgili paylaşacağım son yayınım bu.Umarım birinci bölümle ilgili sizi yeterince bilgilendirmişimdir ve umarım yorumlarımı beğenirsiniz.
 İnşallah yarın ikinci bölüm değerlendirmelerime başlayacağım.İleriki yayınlarımda görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder