10 Mayıs 2016 Salı

HACI BEKTAŞ(Sayfa 70-81)

                                 
 Hacı Bektaş veya Aslanlı Hünkar,Yunus Emre'ye Kara Burak'ı ve birkaç muhafızını yollar.Aslında bir haber yollamıştır Yunus'a.O haberin aslı ise şöyledir.Yunus'un da dost divanında nasibini almasını ve gelmesini ister.Yunus da yola düşer ve Hacı Bektaş'ın kapısına varır.Hacı Bektaş onu buyreder ve çok samimi karşılar.Yüzünden tebessüm eksilmeyen biridir ve Yunus bu yüzden ona Tebessüm Sultan demek ister.Yunus talebini belirtir ve köyü için buğday ister.Hacı Bektaş ise ona nefes vermeyi teklif eder.Nefessiz gidilen yolun sonunun karanlık olduğunu söyler.Sonunda Hacı Bektaş buğdayları verir ve Yunus köyüne döner.Fakat artık köy diye bir şey yoktur.Sitare can vermiştir.O anda Yunus,beldi de hünkarın bahsettiği nefesin Sitare'ye lazım olan nefes olduğunu düşünür.İsmail'i arar.Fakat bulamaz.
 Hacı Bektaş başlığını gördüğümde,artık Yunus yola koyuluyor diye düşündüm.Allah yoluna...Gerçekten de düşündüğüm gibi bir bölüm okudum.Yunus Hacı Bektaş ile buluşuyor.Aslında Yunus'un daha önce yaşadığı bütün olayların,onu bu yola ulaştıran olaylar olarak karşımıza çıktığını anladım.Yani yaşadığı tüm acılar dahi böyle bir insanın yetişmesine etken olmuş.Madde ile mananın farkına varmasını sağlamış.İşte bu farkındalık düğümü de tam olarak bu noktada çözülüyor.Yani Yunus,buğday ile nefesi ayırt ediyor.Nefes olmadan buğdayın,yani mana olmadan maddenin bir anlamı olmayacağını anlıyor.Aslında Hacı Bektaş'ın bu sözü durumu açıkca ve öz bir şekilde belirtiyor:
       
            ''Nefessiz gidilen yolun sonu bulunmaz,karanlıktır.''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder