Bu hikayeye Temür Alp adının verilmesi,Temür Alp'in anlattıklarının büyük yer kaplaması olacak sanırım.Geçmişten,geçmişte yaşamış birçok isimden ve yaptıklarından,hatırladıklarından zaman zaman duygulanarak bahsediyor bu bölümde Temür Alp Ata.Peki Temür Alp Ata kim olarak karşımıza çıkıyor?Aslında ''ata'' tabiriyle geçmesinden az çok bir şeyler canlanıyor zihinde.Geçmişe dair şeyler anlatan ve atalarından kalanları unutmadan diğer nesillere aktarmaya çalışan biri olarak karşımıza çıkıyor bu bölümde.
Bu bölümden de öncekilerde yaptığım gibi,içeriğiyle ilgili bilgi vermek için biraz özet niteliğinde bahsetmek istiyorum.Fakat Temür Alp Ata'nın anlattıklarının içeriğinden bahsetmeyeceğim.Bunun nedenini yayınımın devamında sizlerle paylaşacağım.Şimdi kısaca olay örgüsünden özet niteliğinde bahsetmek istiyorum.
Yunus,başlarına gelenlerden sonra Ucasar'dan daha güvenli bir yer olduğunu düşündüğü Sarıcaköy'e gitmeye,kalan bir kaç köylüyü ikna etmiştir.Bulduğu başıboş merkeplere kağnıları bağlar ve yalnızda yirmi bir kişi üç kağnıyla yola çıkmışlardır.Yunus,Temür Alp ve Satı Nine'nin anlattıklarıyla yolcuları oyalamalarını rica ederken,Sitare ise uçan ateşin geldiği geceden beriki durgunluğuyla Temür Alp'i dalgın bir şekilde dinlemektedir.''İbrahim'im'' diye sayıklamaktadır.Yunus ise,Sitare'nin diğer başlarına gelenlerden,Sarıkız'ın,yeğenlerinin,kız kardeşinin başına gelenlerden haberi yokmuş gibi yalnızca evlat hasretiyle ağlamasından dolayı şükretmekte ve teselli bulmaktadır.Bir ara Sitare'ye ''Elif kız'' der.Onun gerçek adıdır.Sitare diye Yunus demektedir.Sitare Elif ismini duyunca baba evini evini hatırlar.Yol boyunca anlatan Temür Alp ve diğer kanıda bulunan Satı Nine'nin dahi sesi kesilmiştir.Akşam çökmektedir.Ayaz çocukların uykusunu getirmiştir.Yunus ise endişelenir.''Umut'' diler Allah'tan.Tam o sırada bir çığlık dağılır bozkıra,''Haaak,dooost!..'' diye başlayan.
Eğer sorarsan halimden
Bir cansız ölüyüm şimdi.
İbrahim'i kurban ettim,
Divane deliyim şimdi.
Sitare'dir bu ağıtı yakan.Bir umut doğar yeniden bu çığlıktan sonra.Göz yaşları sevinçtendir artık.
Bu bölümde,kaybettikleri oğlu İbrahim'den Yunus'un yaşıyormuşçasına bahsedip daha sonra aklına gelmesi açıkçası beni duygulandırdı.Sevdiğin birini kaybedip yokluğuna alışmak gerçekten zor bir durum.Allah kimseye sevdiğinin acısını yaşatmasın.
Yukarıda Temür Alp'in anlattıklarından içerik olarak bahsetmeyeceğimi söylemiştim.Çünkü onun anlatımları olarak geçen yazılar birer tarihi bilgi niteliğinde bence.Bu yüzden her bir kelimesi dahi bir anlam katmış ve özetlenmesinin pek de mümkün olmayacağını düşündüm.
Yazar Temür Alp'in konuşmaları olarak yazdığı bölümlerde ise yine tarih bilgisini ortaya koymuş ve çok iyi kullanmış.Çünkü burada geçen isimlerin ve olayların geniş bir bilgi birikimi gerektirdiğini düşünüyorum.
Bu bölümde Temür Alp'in ağzından olarak yazılmış ve bana güzel gelen şu sözleri de sizlerle paylaşmak istiyorum.
''Bütün insanlar doğru olsaydı,yiğitliğe lüzum kalmazdı.''
''...her kaçışın hasret gibi,gurbet gibi,firkat gibi acıları,gözden çıkarmak,vazgeçmek gibi fedakarlıkları vardır.Bu yüzden kalbi kırık olur kaçanın,içinde hasretlikler büyür...''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder